Hans Holbein Büyükelçiler Tablosu ve Sırları
Büyükelçiler tablosu kime aittir, Büyükelçiler tablosundaki kafatası nerededir, kafatasını görmek için ne yapmalı, Elçiler tablosu yorumu ve analizi, tablonun sırları ve bize anlattıkları neler? Tüm bunların cevaplarını okurken hem bilgilenecek hem de hayretler içerisinde kalacaksınız.
Yukarıdaki tabloda ilginç olan ne var diyeceksiniz. Bu resim aslında gördüklerinizden ziyade göremediklerinizle alakalı. Şu anda Londra’daki Ulusal Galeri’de sergilenen bu tabloda gerçekten çok ilginç ayrıntılar var ve fark ettikçe çok şaşıracaksınız. Hele ki resimdeki adamların arasındaki kafatasını gördüğünüzde dehşete kapılabilirsiniz.

Rönesans Bulmacası
İlk bakışta özel sipariş bir ikili portre gibi görünse de bir Alman olan ressam Holbein’in bu tablosu, aslında dönem yaşantısına ve siyasetine dair birçok detayı içinde barındırıyor. Ancak onu diğer sanatçılardan ayıran asıl özellik, portrelerini yaptığı kişileri neredeyse psikolojik denecek bir analiz ile izleyiciye sunabilmesidir. Yani portrelerdeki kişilerin görüntülerinin yanı sıra, aynı zamanda yaşam şekilleri, düşünce yapıları hakkında da oluşan fikirlerini bir takım nesnelerle de resmetmektedir. Bu nedenle bu tabloya “Rönesans Bulmacası” da denilmektedir.
Bu tablo ressam Holbein’ın 1533 yılında yaptığı Büyükelçiler isimli tablosudur. Orijinal adı THE AMBASSADORS ‘dur. Elçiler tablosu veya Sefirler tablosu olarak da bilinir.

Holbein’a ait bir çok tablo olsa da ressamın Büyükelçiler isimli bu tablosu çok dikkat çekmiştir.
Büyükelçiler tablosu bize ne anlatıyor?
Öncelikle resmin içindekilerini ve anlamlarını kısaca anlatmak istiyorum, kafatasını en sona bıraktım. 🙂
Tablonun solundaki adam İngiltere’de yaşayan bir Fransız büyükelçi. Sağdaki adam da Fransız büyükelçinin arkadaşı. O da bir elçi ve aynı zamanda başpiskopos. (İsimlerini merak edenler için yazının en sonunda belirtiyorum, şu anda konuyla ilgisi olmadığından kafa karışıklığı yapmasın diye yazmıyorum.) Sonuçta bu iki büyükelçi İngiltere’de yaşamışlar. Ressamımız Holbein Almanya’dan İngiltere’ye iş bulma ümidiyle geliyor ve bu resmi yaptıktan sonra İngiltere kralının ressamı oluyor.
Resimde İngiltere’nin o dönemde yaşadığı karışıklığa göndermeler de var. Ancak bundan çok daha fazlası olduğunu da söyleyebilirim.
Büyükelçiler
Soldaki büyükelçi, ressam Hans Holbeine’a resmi sipariş eden ve evine asan kişi. Gördüğünüz gibi kürklü pelerini ve saten kıyafetleriyle çok başarılı biri olarak resmedilmiş.

Elinde bir hançer tutuyor ve hançerin üzerinde nakışlar arasında 29 yazıyor ki bu da bu büyükelçinin yaşı.

Sağdaki büyükelçi ise daha mütevazi görünüyor ve üzerinde çok daha sade bir pelerini var.

Sağ dirseği bir kitabın üzerinde duruyor ve dikkatli bakıldığında orada da 25 yazdığını göreceksiniz. Bu büyükelçinin yaşı da 25.

Bir tarafta görkemli bir adam elinde hançer, diğer tarafta ise daha sade bir adam ve kitap var. Yani bu tabloda bir zıtlık oluşturulmaya çalışılmış. Bunlar aslında çok geleneksel göndermeler, bir tarafta aktif hayat, diğer tarafta düşünme odaklı bir hayat.
İki katlı rafta neler var?
Ancak asıl dikkat edilecek şeyler iki adamın ortasındaki duranlar. Üstteki rafta göklerle, astronomiyle ve zaman ölçümleriyle alakalı şeyler var. Rafta en solda duran gökkürenin resimde ayarlanmış görünen tarihi 11 Nisan 1533’dür. Gökkürenin sağındaki araçlardan güneş saati ve iletki üzerinde de 11 Nisan 1533 saat 16:00 yı gösteriyor. Bu tarih tablonun yapıldığı tarihi gösteriyor. Bir diğer inanışa göre 11 Nisan 1533, saat 16.00, yani İsa’nın ölümünün 1500’üncü seneyi devriyesi olan Good Friday (Paskalya Yortusu’ndan evvelki cuma günü Hıristiyanlara İsa’nın çarmıha gerildiği günü hatırlatır)

Aşağıdaki rafta ise daha dünyevi şeyler görüyoruz. Ud benzeri bir müzik aleti olan lavta, aritmetik kitabı, ilahi kitabı ve bir dünya küresi.
Mesela lavtaya dikkatle baktığınızda bir telinin eksik ve kopmuş olduğu görülüyor. Sanat tarihçilerine göre telin kopuk olması Avrupa ve kilise arasındaki huzursuzluğu temsil ediyor. Bunu hemen altındaki Martin Luther’in ilahi kitabından da anlayabiliyoruz. Çünkü din reformcusu Martin Luther’in yazıları Avrupa Katolik Kilisesi’ni bölüyordu. O kadar ince ve güzel resmedilmiş ki Martin Luther’in ilahisi yakından okunabiliyor.

En solda yer alan yer kürenin izleyiciye dönük yüzü Fransa’nın Polisy bölgesini göstermektedir. Bu da tabloyu sipariş eden büyükelçiye bir saygı göstergesidir. (soldaki büyükelçinin memleketi) Ancak yer kürede daha önemli olan detay, Avrupa’dan ‘Europa’ olarak bahsetmesidir. Bu durum Avrupa’nın artık ortak bir kültür çevresinde toplandığının işaretidir. Küre, Colomb ve Macellan’ın yakın tarihlerde gerçekleştirdiği keşiflere göre çizilmiştir. Ayrıca küre, dini reformların dünyayı tepe taklak ettiklerini simgelercesine baş aşağı duruyor.
Yer kürenin hemen önünde bir aritmetik kitabı var. Kitabın açık görünen kısmında bölme işleminin anlatılması, dönemin politik ve dini bölünmelerine atıfta bulunuyor.

Uşak yöresine ait halı
Rafın üzerine konulmuş olan ve oryantal desenli halı, Hans Holbein’ın resimlerinde sıkça kullandığı Ege yöremize ait Uşak halısıdır. O yıllarda Osmanlı’nın Avrupa’ya ticaretini göstermektedir. Avrupa’da bu desene ait halılar hala ressamın adıyla “Holbein Halısı” olarak bilinmektedir.

Zemindeki fayanslardaki mozaiklerin deseni İngiltere’deki bir manastır kilisesinde gerçekten varlar. Bu, İngiltere kralı 8. Henry’nin evlendiği kilisedir. Bu şekiller aslında bir şema ve evrendeki düzeni temsil ediyor. (Ressam, gelecekteki patronu ve hükümdarına bir jest yapmış)

Aslında bu resim bir nevi kılavuz görevi görüyor. Resmi yukarıdan ikiye böldüğümüzde sol taraf aktif hayatı, sağ taraf düşünsel boyutu simgeliyor. Yatay olarak ikiye böldüğümüzde üsttekiler gök yüzünü, alttakiler dünyevi hayatı gösteriyor.


Vee kafatası nerede?
İşte geldik resmin en ilginç ve garip bölümüne. Önden bakıldığında yerde mozaik üstünde duran garip bir ahşap ya da odun parçasına benzeyen şeyin ne olduğu anlaşılmamaktadır.

Ancak resmin sağ tarafından 27 derecelik bir açıyla bakıldığında bunun bir kafatası olduğunu anlayabiliyorsunuz. (Hemen üstünde duran lavta ile kafatasının bozulma açıları da birbiri ile aynı.) Resme sağ taraftan bakarken başınızı doğru açıyı bulabilmek için yukarı aşağı oynatırsanız bir anda kafatasının görünüverdiğini fark edeceksiniz. (Resmin tarafına ayna da tutabilirsiniz.) Ben görebildim hadi sıra sizde, göremeyenlere aşağıda resmini veriyorum.

Baktığımız şey aslında anamorfoz bir görsel, yani açısal olarak uzatılmış bir resim. Belki bazı sokak resimlerinde veya kağıt üzerinde görmüşsünüzdür. Bu resimler 2 boyutlu olarak uzunlamasına çizilmesine rağmen uzaktan bakıldığında sanki 3 boyutluymuş gibi görünür. Fikrinizin olması için aşağıdaki örneklere bakabilirsiniz. Gerçekten çok ilginçler.





… daha bitmedi – büyükelçiler tablosu
Resme düz olarak bakıldığında ne olduğu anlaşılmayan bu kafatası, tabloya bir ilginçlik katmış ve Hans Holbein’a ün kazandırmıştır. Şöyle ki kafatasını gördüğünüzde resmin diğer kısımlarını bulanık görüyorsunuz, resimdekileri gördüğünüzde de kafatasını net göremiyorsunuz.

Ama asıl olan gerçek şu ki, bu resmin yıldızı, en önde ve tam ortada duran kafatasıdır.
Bu kafatasının neden resme yerleştirildiği ve neden bu şekilde yapıldığı bilinmemektedir. Bu kafatası üzerine oluşturulan teorilerden bazıları; tablonun bir merdiven kenarına yerleştirilecek olması ve merdiveni inerken veya çıkarken tabloya bakanın aniden kafatasını görerek etkilenmesinin amaçlanması olduğu gibi, kafatasının ölümü temsil etmesi ve resimdeki dünyevi şeylerin geçici olduğunun hatırlatılmasıdır. Ölümün gizemini belirtmek amacıyla da, şeklinin düz bakışta görülemeyecek şekilde yapıldığı söyleniyor.
Sol üst köşede bir şey daha var
Ressam ölümün varlığını kafatası ile imgelerken, resmin sol üst köşesinde perdelerin arkasında yarısı görünen İsa’nın çarmıha gerilmiş heykelini de resmetmiş. Protestanlık mezhebinin ortaya çıktığı yıllarda yapılan eserde, kilise bölündüğü için, haç da yarım görünmektedir. Perdenin ardında oldukça zor görülür şekilde resmedilmesi ise dinin insan hayatındaki yönlendirici etkisinin azalmasına bir göndermedir.

Sonuç – büyükelçiler tablosu
Özetlenecek olursa Büyükelçiler tablosu, Holbein’in analiz yeteneklerini sonuna kadar kullandığı bir çalışma olmuştur. Ancak bunun yanında incelikli detayları ile de göz doldurmaktadır. Her biri özenle planlanmış ve tabloya yerleştirilmiş birçok nesne sayesinde Holbein, dikkatli gözlere tek seferde tüm bir çağın özetini geçmeyi başarmıştır. Bu açıdan da eser, hem sanat için hem de tarih için oldukça önemli bir yere sahiptir.

İlgilenenlere; – büyükelçiler tablosu
Tablonun solundaki elçi: Jean de Dinteville
Tablonun sağındaki elçi: Georges de Selve
Ressamın adı: Hans Holbein
Dönem: Rönesans
Tablonun Konumu: Londra Ulusal Müze (National Gallery)
Tablo ölçüleri: 2 mt 7 cm X 2 mt 9,5 cm (207 cm X 209,5 cm)
Müze sürekli açık ve ücretsizdir.
camekanS‘ın sizin için önerdikleri
♥ İmaj Nedir Ve İmaj Nasıl Seçim Kazandırır?
♥ İşitsel Mi, Görsel Mi, Yoksa Dokunsal Mısınız? Test Edin!
♥ Göz Hareketlerinden Yalanı Yakalayın – Temsil Sistemini Bulun!
♥ Aynı kategorideki diğer yazılar için buraya basın
♥ Anasayfa
Abone olmak ister misiniz?
Sizi yeni yazılar çıktığında haberdar ederiz.
Abone olduğunuz için teşekkür ederiz
Sanırım bir yanlışlık oldu








































